Hoşgeldin 2013


Hoşçakal 2012, Hoşgeldin 2013...


    2012 yılı üzgün bakışlarıyla birlikte pılını pırtısını toplayıp yoluna koyulmasından buyana hemen hemen 23 saat geçmiş bulunuyor.



    Yeni bir yılda, 2013'ün bu ilk gününde ufacık da olsa içimden geçenleri sizlerle paylaşmak istedim. Öyle yada böyle koskoca 365 gün uçup gitti ömür takvimimizden... Her ne kadar herşeyin tam istediğimiz gibi gitmediği yada isteklerimizin umduğumuz gibi olmayıp gerçekleşmediği veya harika günlerin, mutlu dakikaların yoğunlukta olduğu bir yılı daha geride bıraktık ve mazidekilerin arasına, eskilerin hemencicik yanıbaşındaki yerini aldı.


   
    Geçip giden 365 güne şöyle bir göz gezdirdiğimizde, ne kadar üzücü olaylara şahit olduğumuzu, olmasını hiç ama hiç istemediğimiz olayları yaşadığımızı, çekilen onca sıkıntılı günün verdiği o can sıkıntılarını, dalıp dalıp gidilen ve çaresizlikle başbaşa kalındığında geçmek bilmeyen dakikaların saniyelerin eziyete davetiye çıkarttığı o günleri tekrar hatırlar gibisiniz öyle değil mi? Yada çılgınlığın zirvesinde koşturan sevgiyle dolu, neşeli güzel günlerin ortasında boğulurcasına koştuğunuz, sevinç gözyaşlarının minik damlalarını parmak uçlarınızla silmeye çalıştığınız, sevdiğiniz insanla bir arada olduğunuzda yerinde duramayan ve bir türlü hararetli hararetli atışlarından eksik kalmayan o güzel yüreğinizin yerinden çıkmaya uğraştığı o dakikaları unutmak kolay mı sizce? Elbetteki bu günleri unutmak hiç kolay değil, hele ki unutmayı hiç istemediğiniz o güzel anılar tekrar hatırlanması için aklınızın bir köşesinde elinizi uzatabildiğiniz kadar yakınınızda olması ne harika öyle değil mi?

    Ne hatırasız yaşanır, ne de hayalsiz... 

    Hayal kurup, olmak istediğimiz yerde olmak ve büyük bir özlemle elde etmeye çalıştığımız bir çok şeyi günün birinde elde ettiğimizde hissedilen o büyük hazzı kim yaşamak istemez ki.... Hatıralar, anılar, gerçekliğinden ve yaşanmışlığından asla ödün vermemiş o güzel anılar... Bizim hayatımızı, yaşadıklarımızın bir bütününü oluşturan o güzel anılar olmazsa nasıl yaşanılır ki? Geçmişimizi bilmediğimiz, evli olduğumuz insanı hatırlayamadığımız, çocukluğumuzu, anne - babamızı, kısacası tüm sevdiklerimizi hatırlayamadığımız, aklımızda oldukları yerde bulamadığımız anda, değer verdiğimiz her şey bir gün yok olsa ne yapardık o zaman hiç düşündünüz mü? Elbette kendimizi daha önce hiç olmadığı kadar kötü hissederdik. Özellikle hafızasını kaybetmiş insanlar maalesef bu durumdan fazlasıyla 
etkileniyor. Allah kimseyi o duruma düşürmesin. 

    Yeni yıl 2013! Evet sen, sen...Hoşgeldin...


    Bu gün senin ilk günün. Merhaba dedin tüm dünyaya ve kainata... Oldukça heyecanlı olmalısın. Otur soluklan, daha önünde koskoca 1 yıl var hemen kolları sıvamaya kalkma sakın!. Yoldan yeni geldin yorgun olmalısın. Daha az önce 2012'yi uğurladık o üzgün bakışları arasında koca koca bavullarıyla... Geri dönmemek üzere son yolculuğa çıktı artık. Peki ya sen, ne getirdin bize, tüm dünyaya, yaşayan tüm insanlığa ve canlılara... Herkes gibi bende iyi ve güzelliğin doyuruculuğunun hat safhada olduğu güzel günleri getirdiğini umut ediyor, aynı duygularla harika günleri iple çekeceğimizi hissediyorum. Yanılıyor muyum? Yoksa boşa mı heves ediyoruz. Susma, konuş anlat sessiz kalma. Çekinme dök içindekileri. Daha fazla meraklandırma bizi. Anlaşılan sessiz kalma konusunda ısrarlısın. Daha fazla üstelemiyorum o zaman. Vakti geldiğinde göreceğiz sanırım. Başını salladığına göre sessiz kalmayı tercih etmekten yanasın. Peki öyle olsun... 

    Evet, yazımızın son cümlelerine geldik artık. Kısa cümlelerle duygularımı anlatmaya çalışacağımı belirtmiştim yazıma başlarken ancak uzunca bir yazı olduğunu yeni fark ettim. Zaman su gibi akıp geçiyor. Bu kadar yazacağımı bende tahmin etmemiştim. Madem yazdık kısaltmak olmaz. 

    2013 yılında arzu ettiğiniz, hayalini kurduğunuz herşeye kavuşmanız, sevdiğiniz ve sevdiklerinizle birlikte sağlıklı, mutluluk ve huzurla dopdolu günler geçirmenizi diliyorum.  

Yorumlar